Nefes
Soğuk bir kış
mevsiminde geceleyin sessizce lapa lapa yağan kar, evleri caddeleri gecenin
karanlığında bembeyaz aydınlatmıştı. Bu kış gününde yağan karla birlikte uyuyan
düşünceler harekete geçmişti. Düşünen adam satırlara tercüman olmuştu kelime
kelime. Sanki binalarda yanan ışıklar gecenin bir düşüncesiydi. Yaşamak için
bir ses bir nefes yeterdi. Televizyonda çalan müzik, karşımda bir daktilo ve
sayfa. Sessizliğin uğultusu kaplar her yeri nedendir diyebildiğim cevabı belli
olmayan sorular var zihnimde.
Gözlerim kapalı
uyumaya çalışıyorum, vücudum yarını okuyor bedenim gelecekte geziyor. Rüya ile
gerçek birleşimi yeni nesil robot gibi bir oluşum çıkıyor ortaya. Bir kıvılcım
yetiyor sokaklara, her yerde fikir meşaleleri. Tutuşturuyor zihinleri, eline
kalem alan fikir talaşı sürüyor. Oku ve paylaş gelecek dizaynı için.
Zaman ilerliyor,
zaman yönetimi insanı sorguluyor; insan zamanı sorgulayamıyor, zaman insanı
esir alıyor. Her şey değişiyor zaman, karşı konulması bir güç haline geliyor.
Bu gücün zaman yönetimini elinde tutan, kazanıyor geleceğe koşuyor. Zamanın
hızı seni beni söyler, gerisini ileri söyler: doğum, yaşam, ölüm.
Hafıza, bu hafıza
neleri kayıt etmedi ki? Seni beni herkesi her şeyi kaydetti. Anılar, Savaşlar,
Darbeler, Suikastler, İstihbarat Oyunları. Kayıt tuşu, düşüncelerin gizemi ve
gerçek olmasıydı. Şifrelerin DNA’sı çıktı bu hafıza ile. Belki çok ama çok
saçma belki çok ama çok gerçekçi. Ama bu hafızaya kayıt edildi. Bu hafızanın
istihbaratı çok ama çok geniş bilgisi çok taze olaylar ve olgular çok yeni. Bu
hafıza kelime oyunu değil. Varılan hedef, gösterilen gerçeklik, öngörülenden
çok öte.
Yazılan nedir?
Yazılamayan nedir? Aslında çok şey öyle değil mi? Kesinlik ve kararsızlıklar.
Yoksulluk, işsizlik, başıboşluk kesin. Onu mu yapsam bunu mu yapsam ikilemi bir
türlü karar verememek. Kararsızlıkta yapılacak şeyin cazibesi ikilem yaratıyor
yapsam mı yapmasam mı gibisinden. Nereye baksam; kesinlik ve kararsızlık var,
neyi okursam okuyum kesinlik kararsızlık var dün, bugün, yarın.
Gelenekçi ve
yenilikçi. Bir tarafta bırakılamayan değereler, diğer tarafta çağa ayak
uydurma, yenileşme, modernleşme. 21.yüzyılda değerler ile yenileşme aslında
gelenekçilik ve yenilikçilik çatışıyor. Kanımca sanki savaş çıkıyor, düşünceler
ölüyor ardından yeni bir düşünce silsilesi doğuyor. Hepsi farklı ve işlenmek
üzere dünyaya yayılıyor. Sanat, edebiyat, felsefe, bilim bunu en güzel şekilde
işler.
Neden sonuç,
eleştiri. Nedenini düşünmek bir olayda sonuca ulaşmaktır. Ama bu nedenleri ve
olayı bilmek gerekir. Bir düşünmek ve tekrar olay ve olgularda başa dönmek
yeniden kurgulamak , işte kişisellik ve objektiflik burada başlar. Sanki neden
sonuç, eleştiri yapınca ne olacak faydası ne olacak bilinmez ama farkında
olmadan belki de farkında olarak zaten bunu yapıyoruz nefes alıp vermek gibi.
Eleştiri bir kültürdür, elekte un elemek gibi. Eleştirinin olması açısından
beni de eleştirirler bu yazıyı da eleştirirler bu gerekli. Neden sonuç olacak
ki eleştiriye yol açılsın insan önünü görsün..
Bir nefes aldım,
cümleler koptu benden; her satır sonrası oldu bir açıklama. Neden yazdım niçin
yazdım bilmiyorum ama bu paragrafları yazdım. Yazdım yazabileceğim kadar dilim
döndüğü kadar. Belki bir edebiyat, belki bir felsefe, belki bir deneme, belki
bir başka şey.
Yorumlar
Yorum Gönder