Kayıtlar

Felsefe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İnce Düşünce

Resim
  Çoğu zaman gündelik hayatımızda düşünürüz. Ama düşündüğümüzün önünü arkasını hesaplar mıyız acaba? Yani bir harekete kalkışacağız bunu yaparken sebebini sonucunu biliyor muyuz detaylı düşünebilir miyiz çoğu zaman. Veya edebi kimliğe bürünüp ‘’İnce Düşünce ‘’ hakkında birşeyler düşünüp kağıda dökebilir miyiz? Şiir, Roman, Hikaye, Köşe Yazısı, Makale gibi. Kişi, ‘’İnce Düşünce ‘de’’ ince bir ruh haline sahip olmalıdır; ne söyleyeceğini detaylı düşünüp analiz edip ona göre hareket etmelidir. İnce Düşünmenin; Psikoloji, Sosyoloji ve Felsefe ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Nasıl mı? Düşünce olarak; felsefe, hareket olarak; psikoloji, birey ve toplum olarak; sosyoloji. İnce Düşünce ile bazı konular arasında muhakeme süreci, akıl etme ve akıl yürütme süreci vardır. Sebep, amaç, sonuç ilişkisi. Bunları bir bilerek düşünme vardır ki bu ‘’İnce Düşünce’’, bir de bilmeden düşünme düşünme vardır bu da   İnce Düşünememe. İnce Düşünüldüğünde ne olur? -               Farkındalık, iyiyi kötüyü

Aklımdaki Pazarlık

Resim
  Alırken başlar felsefe pazarlığa. Kodlanmış sözcükler girer devreye, yaşanmış olgular çıkar ortaya. Sistemsel senaryolar,   gerçekleşmiş beklentileri söyler. İşe girerken niyet edilir uzun boylu. Farkındalık yaratır sır sözcükler aklımda bir bilsem ne demek istediklerini. Neden aklımdaki pazarlık bunu da bilmiyorum ama yazıyorum. Senet gibi cümleler imza gibi başlık. Bir zincirin halkası bende başka birinin sesinin yankısı sende. Pazarcının motifi pazarlamanın yeni aklımdaki   pazarlığın ötesi. Bu hali konuşan bilir, yazan bilir. Arının peteğe bal yaptığı gibi aklımdaki pazarlık her yerde ve her zaman. Bu, yenilikçi gelenekçi bir ekol, yorumlaması ve eleştirmesi de özel. Her seferinde bir yandan nefes aldırır diğer yandan nefes verdirir. Galiba sebebi de sonucu da çelişkili. Aklımdaki   pazarlık, belki bir samimiyet ifadesi belki de zihnimdeki sözcüklerin kelimelerle neticesinde ortaya çıkan bir yazı, farkındalık psikolojisi. Nedene bilir ki Marka olmuş cümleler, kağıda dökülür

Dipsiz Kuyu

Resim
Karanlık bastıran sinsi sessizce simsiyah bir boşluk. Aşağısı yukarısı boşluk. Nedensiz duygular içinde ileri geri hareket etsen de bir çaresi yok. Bağırsam sesimi bir ben duyarım taş duyar belki derim ama nafile. Zifiri karanlıkta ilerlemek mümkün değil. Korkular sahnede, çığlıklar kulaklarda dipsiz kuyu inim inim inliyor. Bir bilinmezlik bir görünmezlik var bu kuyuda . Sebep sonuç, mantık yok, hareket kısıtlı. Kurtulmak imkansız gibi dipsiz kuyudan. Bir panik havası var, kendimle çelişiyorum nefes almakta zorlanıyorum. Elimi tutacak, sesimi duyacak biri var mı diye haykırıyorum, bekliyorum ama nafile. Ellerimle duvarları yokluyorum yuvarlak bir huni biçiminde duvar, karanlıkta gittikçe gidiyor. Bu dipsiz kuyu. Bağırmak, dokunmak işe yaramaz. Korku, panik var burada. Yalnızlık ve boş duvarlar arkadaşım bir şey söylemiyorlar. Sen konuşturacaksın bunları sen anlatacaksın. Konuşacaksın, konuşacaksın ki  dipsiz kuyu seni anlayacak. Sebepsiz orda değilsin belki de. Korkuların, sessizlik ve

Nefes

Resim
  Soğuk bir kış mevsiminde geceleyin sessizce lapa lapa yağan kar, evleri caddeleri gecenin karanlığında bembeyaz aydınlatmıştı. Bu kış gününde yağan karla birlikte uyuyan düşünceler harekete geçmişti. Düşünen adam satırlara tercüman olmuştu kelime kelime. Sanki binalarda yanan ışıklar gecenin bir düşüncesiydi. Yaşamak için bir ses bir nefes yeterdi. Televizyonda çalan müzik, karşımda bir daktilo ve sayfa. Sessizliğin uğultusu kaplar her yeri nedendir diyebildiğim cevabı belli olmayan sorular var zihnimde. Gözlerim kapalı uyumaya çalışıyorum, vücudum yarını okuyor bedenim gelecekte geziyor. Rüya ile gerçek birleşimi yeni nesil robot gibi bir oluşum çıkıyor ortaya. Bir kıvılcım yetiyor sokaklara, her yerde fikir meşaleleri. Tutuşturuyor zihinleri, eline kalem alan fikir talaşı sürüyor. Oku ve paylaş gelecek dizaynı için. Zaman ilerliyor, zaman yönetimi insanı sorguluyor; insan zamanı sorgulayamıyor, zaman insanı esir alıyor. Her şey değişiyor zaman, karşı konulması bir güç haline ge

Sır

Resim
Mütevazi cümleler, Dem vurmuş yüreğime Sözcüklerin kalbi, Güç vermiş kalemime Ben şaşkın sözcükler şaşkın, Parolası yok dünyanın Tarih ben coğrafya sen, Nereden akar kızılca kanın Nota olmuş dertler, Merhemi şiirde arar Yağmur yüklü bulutlar, Dünyada sana kanar Dudaklarından dökülür arzular, Mektup yazar dünya aleme Kervanlar geçer dünya döner, Nakış nakış işlenir bedene Erdem Balcı

Felsefe ve Şiir Filozof ve Şair

Resim
Bir başkadır felsefe bir başkadır şiir. Akılla yürekle mücadeledir. Demlenir sözcükler buluşur cümlelerde anlatır bize düşünce ve dizede. İmleç yanıp söner beni yaz tasvir et şiirde felsefede diye. Hisset beni ve satırlara sözcüklerle kelimelere dök beni. Bir portre yarat akımlar ve duygular olsun herkes beni hissetsin okusun öğrensin öğrendiklerini paylaşsın. Ses ve renk cümbüşü olsun, bu cümbüşe herkes katılsın. Çarpışsın sesler, renkler harmoni ortaya çıksın. Fotoğraf ve zamanın tanığı felsefe ve şiir akım akım dize dize geçmişten bugüne söylenerek gelir. Tapusu olur filozof ve şairin gün gelir ortaya çıkar okunur. Söylenir dilden, dile aktarılır nesilden nesile. Erdem Balcı

Nedensiz Cümleler

Resim
*Sorgulayamazsın cümlelerin nedenini cümlelerin şifresini çözemezsin akılcı sözlerin çünkü nedensizdir. *Amacı belli değildir çünkü birden çok tanımlı cümle vardır. *Zamanı olmadan kimi ağızdan kurulur ayarlı cümleler ama nedensiz cümleler. *Sözcükler karşı çıkar birbirine çünkü doğrular konuşur öze. *Nedenini sorgulayamazsın cümlelerin ama sonucu seni öğrenir seni sorgular. *Cümlelerin,boşluğu doldurmuş satırları tasvirler yapar. *Nedensiz cümleler,sözcük dizeleri karar olur zırhlı sözcükler. *Zaman ayarlı nedensiz cümleler nemi bekler ve ortaya çıkar sıra sıra dem vurur her satırı. *Dil,nedensiz sözcüklerin finansördür. *Kurgu ve senaryo hazır,kayıt:nedensiz cümleler. *Her satırda farklı bir uyanış,farklı bir ezgi vardır. *Bir coğrafya ülke vatan nedensiz cümleler. *Casus olmuş kalem,istihbarat olmuş kağıt. Erdem BALCI

Gerçek Sahne

Resim
Bazen öyle olaylar ve olgular vardır ki bunların gerçekliklerini sorgularız. Bu olay ve olgular kimi zaman dönüm noktamızdır kimi zaman acı gerçekle karşı karşıya kaldığımız zamandır. Kimi zaman gerçekler sürprizler içerir. Bunun felsefesi var mıdır bilmiyorum olmalı mı? Evet. Gerçekliğin gerçek sahnenin felsefesi sahnelendiğinde ortaya çıkar. Sahne gerçeklerindir. Acı, tatlı, iyi, kötü, mucizevi. Gerçek sahnen yaşananları ve yaşanıyor olanları tasvir eder. İnsan açısından gerçek sahnenin özü; nefes alıyor olmak, bir ritim olarak yaşamaktır. Bir hikaye bir roman bir oyun gibi ama tek fark yaşananların ve yaşanıyor olanların gerçek sahnede perdelenmesi. Görmek, duymak, hissetmek, dokunmak, tatmak gerçek sahnenin ayrı ayrı bir felsefesidir. Her insan farklı bir perdenin farklı bir gerçek sahnesinde yer alır. Gerçek sahnenin senaryosu ,gerçek sahne felsefesi tarafından yazılıp oynanır yaşanır. TV’de veya sinemada tiyatrodaki gibi izlenmez kişiseldir içinde yaşa

Aksiyon Cümleler

Resim
İspat yükümlü cümleler, kırılgan fay hatlarındaki enerjiyi boşaltır. Sözlerin öngörüsel kırılma noktası cümle içerisindeki kullanımıdır. Kelimelerin frekansı ütopik jeneratör akıl ile kurulur. Ajan harfler ;coğrafya sözcüklere, kurumsal cümlelere dönüşür. Kelimelerin yörüngesi sarmal cümleler ile harmoni olarak karşımıza çıkar. Gönüldeki fay hattı kalpten geçiyorsa laboratuvar aştır . Senaryo aksiyon ve yeni dünya düzeni ise; sistemsel proje harita demektir. Bir ütopya yaratmak zordur ama ütopyanın işlemesi varlığını sürdürmesi ise felsefe ile mümkündür. Tarihsel savaş ve barış her zaman yeni bir gerçek senaryodur yazılır çizilir oynanır. Dünyada haritada dikkat çeken iki unsur vardır: Jeopolitik felsefe, Jeostratejik savaş ve barış. Mekanizma: kapitalizm, küresel yeni dünya düzeni: güç   dengesi, sistem, istihbarat. Yeni dünya düzeninde dijital operasyonlar, küresel rekabet ile savaş ortamı doğurmaktadır. Yeni dünya düzeninde ko

Blog Yazmak ve Tespitler

Resim
Blog yazmak,   yazı yazmak fikir üretmek felsefe yapmak. Farklı dünyalara dalıyorsun kendinle özgünlüğünü önce hissediyorsun bilgiyle yoğuruyorsun ve hazır hale getirip okuyucuya sunuyorsun. Yazı yazmak için yani yazmış olmak için değil okunması için birşeyler paylaşıyorum bilgi dahilinde gördüklerimden, kendimden, başkalarından , öğrendiklerimden ve daha fazlası içten olarak arada dengeyi koruyarak. Kimi zaman yapılan yanlışlarımı görüyorum kimi zaman keşke şunu da yazsaydım diyorum çünkü o yazmadığım da bilgi dahilinde ve paylaşıma öğrenilmeye açık. Yanlışlar dedim sadece şunu söyleyim yanlışlardan doğruları öğreniyorum. Doğru söz ve cümleler ise bilgiyle daha fazla yoğrulup okuyucu önüne geliyor. Blog yazarken Türk Dili, okuyucuyu, düşünceyi yakalamayı, felsefe yapmayı gibi olguların temelini oluşturduğunu ve yazım   noktalama imlayı belirlediğini gördüm. Blogda anlatmak veya yazmak istediğimiz konunun defalarca değişim dönüşüm sonrası okuyucunun anlayacağı