Analiz Değerlendirme/ Beyin Fırtınası/Mizah/Hayatın İçinden

 Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temel taşlarını atan bir dönemde, 30 Ağustos 1922'de gerçekleştirilen Büyük Taarruz, savaşın seyrini köklü bir şekilde değiştirmiştir. İşte Büyük Taarruz ve Dumlupınar Meydan Muharebesi'nin detaylı bir analizi: Planlama ve Hazırlık: Büyük Taarruz'un Stratejik Temelleri Büyük Taarruz, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en kritik aşamalarından biri olarak kabul edilir. Bu harekât, Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Genelkurmayı tarafından titizlikle planlanmıştır. Planlamanın arka planında birkaç temel faktör bulunmaktaydı: 1) Yunan İşgalinin Sona Erdirilmesi: Türk ordusu, Yunan kuvvetlerinin Anadolu'nun iç bölgelerine kadar ilerlemesini durdurmayı ve Yunan işgalini sona erdirmeyi hedefliyordu. Sakarya Meydan Muharebesi'nde elde edilen zafer, bu hedefe ulaşma yolunda önemli bir adım olmuştu. 2) Savaşın Stratejik Durumu: Sakarya Meydan Muharebesi'nin ardından Türk ord...

Birbirimizi anlamak. Hiç empati yaptık mı acaba? Anlamayı denedik mi? Toplumda bir düşünelim bakalım. Şu caddede , yolda, evde, otobüste her yerde olanları düşündük mü hiç? İstekleri neler ne yaşıyor ne yapıyor bu insan diye düşündük mü? Her insanın hayatı ayrı bir hikaye, ayrı bir yaşam. Geceleri ışık yanan evleri düşünün kim bilir neler oluyor o evlerde… O evlerde yaşayanlar hangi kargaşa da hangi geçim derdinde bir bilsek konuşabilsek onlarla anlatsalar bize dertlerini düşüncelerini. Çare bulabilsek anlattıklarına çözüm getirsek. Halk otobüsünde oturan bir genç arkadaşımız ya da amcamız teyzemiz her kim olursa ele alabiliriz kim bilir ne düşünüyor neler yaşadı neler yaşıyor. Ama biz bencilliğimiz ile kendimizi düşünerek otobüste yer kapma yarışına giriyoruz. Onların yerine kendimizi koyarak konuşmayı denesek ne güzel olur. Onların gözünden bir konuyu ya da bir düşünceyi ele alıp onlar gibi değerlendirme yapabiliriz. Ne düşündüklerini ne yorumladıklarını böylece g...

Söz bizimmiş gibi herşeyi söylemeyi düşünürüz, başlarız konuşmaya millet bizi dinliyor edasıyla.   başladık mı mikrofona konuşmaya A’dan Z’ye konuşma ihtiyacı hissederiz. Ne söylemek istersin denildiğinde işte ben şunu şunu söylemek istiyorum diye. Her insan farklı ya da aynı düşünceleri söylemek istediklerini konuşma ifade etme özgürlüğü ile dile getirir. Benim düşüncem de söylemim de dile getirilsin, ben de konuşayım, benim düşüncem de tartışılsın veya ben de farklı bir şey söyleyim düşüncesi vardır. Farklılıklar benzerlikler aynı zamanda aykırı röportajı besler. Her bir benzerlik ya ad farklılık bir ütopyadır bir beyin fırtınasına yol açar. Aykırı röportajda ispat yükümlü cümleler kırılgan fay hatlarındaki enerjiyi boşaltır. Bu enerji her bir aykırı röportaj da sinerji doğurur. Aykırı röportaj aslında röportaj yapılan konu hakkında bir keşfe çıkmadır.   Erdem Balcı