Kayıtlar

Dipsiz Kuyu

Resim
Karanlık bastıran sinsi sessizce simsiyah bir boşluk. Aşağısı yukarısı boşluk. Nedensiz duygular içinde ileri geri hareket etsen de bir çaresi yok. Bağırsam sesimi bir ben duyarım taş duyar belki derim ama nafile. Zifiri karanlıkta ilerlemek mümkün değil. Korkular sahnede, çığlıklar kulaklarda dipsiz kuyu inim inim inliyor. Bir bilinmezlik bir görünmezlik var bu kuyuda . Sebep sonuç, mantık yok, hareket kısıtlı. Kurtulmak imkansız gibi dipsiz kuyudan. Bir panik havası var, kendimle çelişiyorum nefes almakta zorlanıyorum. Elimi tutacak, sesimi duyacak biri var mı diye haykırıyorum, bekliyorum ama nafile. Ellerimle duvarları yokluyorum yuvarlak bir huni biçiminde duvar, karanlıkta gittikçe gidiyor. Bu dipsiz kuyu. Bağırmak, dokunmak işe yaramaz. Korku, panik var burada. Yalnızlık ve boş duvarlar arkadaşım bir şey söylemiyorlar. Sen konuşturacaksın bunları sen anlatacaksın. Konuşacaksın, konuşacaksın ki  dipsiz kuyu seni anlayacak. Sebepsiz orda değilsin belki de. Korkuların, sessizlik ve

Daktilo

Resim
Daktilo, eski zamanlardan beri kullanılan bir alet. Tuşlarına devlet dairelerinde çalışanların ve nice meslek mensuplarının parmakları değmiştir. Kimi zaman dilekçe kimi zaman başka bir resmi yazı   kimi zaman haber kimi zaman hikaye kimi zaman roman   kimi zaman eleştiri kimi zaman da bir köşe yazısı. Neden daktilo dediğimde; bir tarih bir anı kokuyor derim. Her tuşa vuruşta başka bir tarih başka bir anı. Rahmetli babamın Tarım Kredi Kooperatifinde daktilo ile yazı yazdığı gözümün önünde, ne güzel yazardı. Daktilo, yazar kitap okur diyorum çünkü yazdığını kitaplaştırır, kitaplaştırdığını okur; okur. Yine neden dediğimde yazmak okumak diyorum bu apayrı bir duygu. O harfleri yazmak kadar söz öbeklerini okumak ayrı bir zevk ayrı bir tat veriyor insana. Bu yazılar, sahneye gerçek sahneye çıkacak şekilde daktilo da okur önüne çıkacak şekilde hazırlanıyor. Neyi anlatır nasıl anlatır diye sorarsın bazen işte tam o anda daktilo girer devreye. Soracağını ona sorarsın alacağını ondan alır

Kimlik Ofis

Resim
  Birini ararken diğerini aramaya çalışmak işte herşey burada başlar. Satırlar satırları cümleler cümleleri kovalar. Ne istediğini bilmek nasıl istediğini bilmek kadar önemlidir. O aranılan şey ya da nesne nicelik nitelik bakımından öngörüsü var mı bilinmez ama mutlaka bir ipucu barındırır kendinde. Aslında herşey, bir kağıt parçasında yazılıdır ağır adımlarla bulursun izi. Bilgi, yüksek katlı bir binada oval ofistedir. Biri lüks katlı binanın katlarının birine odaya ofise sessizce girip bilgiyi bir kağıt parçasına yazıp koymuştu masanın üstündeki sümenin üstüne. Amaç onu gerçekten almak mıydı? Gerçekten ama gerçekten o kağıtta yazılan bilgiyi paylaşıp dağıtmak mıydı ? O kağıt parçasına yazılanlar Kimlik Ofisti! Kimlik Ofis, arayan ve bulmak isteyen için bir hikaye bir roman bir makale bir gerçekti. Belki de Kriminal bir iz’di. Noktasına virgülüne kadar tasvir edilmişti. Orada gizli bilgiler mevcuttu ne James Bond çantaya sığardı ne de gizemli raflara. Gerçek unutulur muydu kimli

Nefes

Resim
  Soğuk bir kış mevsiminde geceleyin sessizce lapa lapa yağan kar, evleri caddeleri gecenin karanlığında bembeyaz aydınlatmıştı. Bu kış gününde yağan karla birlikte uyuyan düşünceler harekete geçmişti. Düşünen adam satırlara tercüman olmuştu kelime kelime. Sanki binalarda yanan ışıklar gecenin bir düşüncesiydi. Yaşamak için bir ses bir nefes yeterdi. Televizyonda çalan müzik, karşımda bir daktilo ve sayfa. Sessizliğin uğultusu kaplar her yeri nedendir diyebildiğim cevabı belli olmayan sorular var zihnimde. Gözlerim kapalı uyumaya çalışıyorum, vücudum yarını okuyor bedenim gelecekte geziyor. Rüya ile gerçek birleşimi yeni nesil robot gibi bir oluşum çıkıyor ortaya. Bir kıvılcım yetiyor sokaklara, her yerde fikir meşaleleri. Tutuşturuyor zihinleri, eline kalem alan fikir talaşı sürüyor. Oku ve paylaş gelecek dizaynı için. Zaman ilerliyor, zaman yönetimi insanı sorguluyor; insan zamanı sorgulayamıyor, zaman insanı esir alıyor. Her şey değişiyor zaman, karşı konulması bir güç haline ge

İki Sayfa, Pazarlama Satış

Resim
  Pazarlama satış tanımı, farklı olmasına rağmen ikisi de müşteri, ürün odaklıdır; müşteri, hizmet ve para merkezlidir. Bu zincirleme bir tepkimedir. Pazarlama, Satış bir sitem halinde takım çalışması yaparak gelişir. Bu takım çalışmasının bileşenleri vardır. Bunlar. İnsan, reklam, para, müşteri, hizmettir. Kaliteli ürün pazarlamak, satmak hatta hizmet sunmak, müşteri kazanmanın en önemli yoludur. Trendler eğilimler de önemli bir konu. Piyasada ne? nasıl? Ne şekilde gitmekte; pazarlanmakta ve satılmakta? Bu trendler neler? Mesela moda sektörü. Geçen senenin moda trendi ile bu senenin moda trendi arasında farklar var; ilkbahar yaz, sonbahar kış trendleri. Her ürünün farklı farklı trendleri mevcut. Kalite kontrol, kalitenin pazarlanması satışı bir anlamda markalaşmaya giden yoldur. Burada farklılaştırılmış kalite pazarlaması, farklılaştırılmış satış ortaya çıkar bunun sonucu da kar ve müşteri memnuniyeti demektir. Pazarlama ve satışta, bilginin rolü. Bu noktada bilgi sistem mekan

Sokağın Fotoğrafını Çekmek

Resim
  Bir güz gününde sokakta yürüyordum, ağaçlar yapraklarını dökmüş kaldırımda sessiz sessiz insanlar yürüyordu. Hava soğuk ve puslu, rüzgar hafiften esiyor. Yıllanmış ağaçlar o devasa dalları ile sonbaharın rengini alarak yukarı bulutlara doğru uzanıyordu. Dökülen yaprak, bir ömrün dünyadan geçişini simgeliyordu sanki. Cadde de duvarın dibinde yemek artıklarını yiyen kedi karnını doyuruyordu derken çöp kovasını karıştırıp ekmek peşinde koşanlar, üstleri başları perperişan yılların yaşanmışlıkları yüzlerine yansımış. Kaldırımda yürüyen insanlar kendi halinde. Her birinde ayrı bir hikaye var gibi. O yüz ifadeleri, çizgiler, çökükler ele veriyordu yaşanmışlıkları. Yaşanmışlıkları, kim bilir ne sebepleri vardı nasıl sonuçları çıktı nasıl yansıdı insana bir onlar bilir. Diğer taraftan mutlu bir çift ilerlerken karşılarında kırmızı gül satan teyze. Sevginin ve aşkın sembolü kırmızı gül. Onlara; aşk ve sevgi, teyzeye göre; ekmek parası, gül satacak ki geçinecek. Okula dersaneye gidenler

Kargaşa ve Kaos

Resim
       Öyle bir an gelir ki ne olduğunu bile anlayamazsın. Ortam sessizdir olan olmuştur. Farkına bile varamadığın olaylar ve olgular yerle bir etmiştir zamanı. Fotoğraf oluşmamıştır. Ortalık toz duman hiçbirşey görülmüyor sadece nefes ve kalp atışı vardır. Dehşetin izleri ayrıntıda gizliydi. Hayattasın ama nasıl bir hayat nasıl bir karmaşa o bile belli değil güven ortamı yok olmuş. Sebep arıyorsun fakat sonuç ortada kaos. 21.yüzyılda patlamalar: Terör saldırıları 11 Eylül, salgın hastalıklar: H1N1 ve Corona Korona Covid , savaşlar: Ortadoğu(Irak savaşı-Suriye Savaşı), felaketler: depremler  yormuştu dünya insanlarını. Sert politikalar izlenmiş haritaların değişmiş ülkelerin genetiği ile oynanmıştır. Türkiye yabancı değildi bunlara nitekim emperyalist güçlere karşı Kurtuluş Savaşını başarıyla götürmüş Zaferle taçlandırmış Cumhuriyet ilan edilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti varolmuştur. Suikastlar,Bölücü Örgütler Pkk, Hizbullah ve yasadışı güçler ,Darbeler dönemi 15 Temmuz Kalkışması baş